Veliaht dizisinde Otogarda eski gücünü kaybetmeye başlayan Zülfükar Karslı, öz oğlunun yerine geçebilecek bir veliaht arayışına girer. Bu sırada, babasından kalan borçlarla boğuşan gezgin tamirci Timur’la yolları kesişir. Bu tesadüf, sadece Zülfükar’ın değil; oğlu Zafer ile kızları Kudret, Derya ve Cennet’in de hayatını kökten değiştirecektir. Timur, kendini bir anda Zafer Karslı rolünde bulur ve Zafer’in eşi Reyhan’la karı koca taklidi yapmak zorunda kalır. Ancak bu oyun, giderek gerçeğe dönüşür. Karslı Konağı’nın yalanlarla örülü dünyasında, Timur ve Reyhan artık sadece rol yapmamakta gerçek aşkları için savaşmaktadır.

High Potential, parlak zekâsı ve keskin sezgileriyle dikkat çeken bekar bir annenin, suçları çözme konusundaki doğal yeteneğini merkeze alıyor. Kurallara sıkı sıkıya bağlı, düzen takıntılı bir dedektifle yolları kesiştiğinde, ortaya alışılmışın dışında ama etkileyici bir ortaklık çıkar. Zıt karakterlerin çatışması, mizah ve gerilimle harmanlanırken; ikili, her vakada birbirlerinden bir şeyler öğrenir. Dizi, hem karakter gelişimi hem de zekice kurgulanmış suç çözümleriyle izleyiciyi kendine bağlıyor.

NCIS: Tony & Ziva, unutulmaz karakterler Tony DiNozzo ve Ziva David’in yeniden bir araya geldiği, aksiyon ve duygusal gerilim dolu bir hikâyeyi ekrana taşıyor. Paris’in büyüleyici ama tehlikeli sokaklarında geçen dizide ikili, geçmişin gölgeleriyle ve peşlerindeki ölümcül tehditlerle mücadele ederken aynı zamanda küçük kızlarını korumaya çalışıyor. Zeka dolu diyaloglar, yüksek tempolu sahneler ve eski dostlukların yeniden şekillendiği bu yapım, NCIS evrenine özlenen bir soluk getiriyor.

Fate, hayatını taksi şoförlüğüyle sürdüren sıradan bir adam olan David’in, bir zamanların efsanevi boğa güreşçisi El Maestro ile kesişen yollarını konu alıyor. Yıllar sonra arenaya geri dönmeye hazırlanan El Maestro’nun yeniden doğuş hikâyesine tanıklık eden David, kısa sürede onun sadece şoförü değil, aynı zamanda ilham kaynağına dönüşür. İkilinin dostluğu, başarı, cesaret ve yeniden ayağa kalkma temaları etrafında derinleşirken, film izleyiciye sadakatin, umutların ve ikinci şansların dokunaklı gücünü hatırlatıyor.

The Lost Station Girls, Fransa'nın güneyinde dört genç kadının ölümünden sorumlu seri katilin peşine düşen bir dedektifin yirmi yıl süren takıntılı mücadelesini konu alıyor. Hayatını bu davayı çözmeye adayan dedektif, zamanla hem adalet hem de kendi ruhsal sınırlarıyla savaşır. İpuçlarının azlığı, katilin zekâsı ve geçen yılların yorgunluğu arasında kaybolan bu adam, teknolojinin gelişmesiyle yeniden umut bulur. Ancak, av devam ettikçe avcı ve kurban arasındaki çizgi giderek bulanıklaşır.

1504 Fransa’sında geçen Nero, geçmişi kanla yazılmış acımasız bir suikastçının, uzun yıllar sonra ortaya çıkan kızını karanlık düşmanlardan ve doğaüstü güçlerden koruma mücadelesini konu alıyor. Baba ve kız, hem ölümcül insan tehditlerinden hem de şeytani varlıklardan kaçarken, geçmişin günahlarıyla yüzleşmek zorunda kalırlar. Bu yolculuk, onları hem intikamın hem de bağışlanmanın sınırına getirir.

Parallel Me, hayatında yönünü kaybetmiş Toni Falk’un, kendi yaşamının farklı olasılıklarını deneyimleme şansı bulduğu gizemli bir yolculuğu anlatıyor. Toni, paralel evrenler arasında geçiş yaparken her versiyonunda farklı seçimlerin sonuçlarıyla yüzleşir. Bu yolculuk, ona hem kim olduğunu hem de gerçek mutluluğun ne anlama geldiğini sorgulatır.

Dexter: New Blood, efsanevi karakter Dexter Morgan’ın kayboluşunun on yıl sonrasına odaklanıyor. Artık New York eyaletindeki Iron Lake kasabasında farklı bir kimlikle sakin bir hayat süren Dexter, geçmişinin gölgelerinden kurtulmaya çalışır. Ancak kasabada yaşanan beklenmedik olaylar, bastırdığı karanlık tarafını yeniden gün yüzüne çıkarır. Gerilim ve psikolojik derinliğiyle dikkat çeken dizi, adalet ile vicdan arasındaki ince çizgiyi yeniden sorgulatıyor.

Genie, Make a Wish, bin yıl sonra yeniden ortaya çıkan bir cinin, duygusal olarak hiçbir şey hissedemeyen bir kadının dileklerini gerçekleştirmek için geri dönmesini konu alıyor. Ancak bu sihirli karşılaşma, yalnızca mucizeleri değil, kadının unuttuğu duyguları da gün yüzüne çıkaracaktır. Aşk, kader ve insan olmanın anlamı üzerine dokunaklı bir romantik-fantastik hikaye.

The New Force, 1950’lerin İsveç’inde erkek egemen polis teşkilatına katılan ilk kadın memurların hikayesini anlatıyor. Personel sıkıntısını çözmek için yapılan bu radikal deney, kısa sürede toplumsal cinsiyet kalıplarını ve dönemin adalet anlayışını sarsan bir dönüşüme yol açar. Gerçek olaylardan ilham alan dizi, cesaret, dayanışma ve değişimin bedelini gözler önüne seriyor.