1852 yılında Kuzey İsveç’in sert coğrafyasında, Kengis köyüne gelen bir papaz, halkı iyileştirmek ve düzeni yeniden kurmak ister. Ancak köylüler değişime direnirken, işlenen vahşi cinayetler kasabayı karanlığa sürükler. Papaz ve üvey oğlu Jussi, katilin izini sürmeye çalışır; fakat köyün yöneticileri hem gerçeğin ortaya çıkmasını engeller hem de gerilimin daha da tırmanmasına sebep olur. Artık papaz, ailesini korumakla kanlı sırları açığa çıkarmak arasında zorlu bir seçim yapmak zorundadır.

Casusluk dünyasının yaşayan efsanesi Sam Fisher, bu kez küresel bir komplonun izini sürerken genç bir ajana rehberlik etmek zorunda kalır. Ancak basit görünen görev kısa sürede uluslararası bir krizin fitilini ateşler ve Sam kendini yeniden ölümcül bir kovalamacanın tam ortasında bulur.

Büyük bir kaybın ardından Lazarus’un hayatı tamamen kontrolünden çıkar. Yasla baş etmeye çalışan Lazarus, kısa süre sonra gerçekliğini sorgulamasına neden olan tuhaf ve açıklanamayan olaylarla karşılaşır. Gittikçe karmaşıklaşan bu gizem, onu hem zihinsel hem de fiziksel sınırlarının sonuna sürükler. Gerçek ile hayal arasındaki çizgi silinirken Lazarus, karanlık bir bilmecenin içine adım adım çekilir.

Süper kahramanların güçlerini kişisel çıkarları için kullandığı karanlık bir dünyada, The Boys adıyla bilinen küçük ama kararlı bir ekip, yozlaşmış kahramanları durdurmak için tehlikeli bir mücadeleye girişir. Haklının değil güçlünün söz sahibi olduğu bu düzende, ekip adaletin gerçekten ne anlama geldiğini herkese göstermeye kararlıdır.

Sahipsizler dizisi, anne ve babalarını aniden kaybeden altı kardeşin hayatta kalma ve birbirlerine tutunma mücadelesini anlatıyor. Azize, Cemo ve Zeliha, küçük kardeşleri Fidan, Samet ve Balım’ı koruyabilmek için erken yaşta olgunlaşmak zorunda kalırken, geçmişte Mardin’in bir köyünde başlayan imkânsız bir aşkın izleri bugün yaşadıkları trajedinin temelini oluşturur. İstanbul’un sert gerçekleriyle yüzleşen kardeşler, her türlü zorluğa rağmen birbirlerinden kopmamaya kararlıdır. Sahipsizler, umudun, aile bağlarının ve sevginin en karanlık anlarda bile ışık olabileceğini dokunaklı bir dille gözler önüne seriyor.

Ben Leman dizisi, geçmişin gölgesinde kalan dostlukların yeniden alevlendiği, yüzleşme dolu bir hikâye sunuyor. Leman, yıllar sonra çocukluk arkadaşları Şahika, Mine ve Suzi ile bir araya geldiğinde, bastırılmış sırlar bir bir gün yüzüne çıkar. Yüzeyde huzurlu görünen kasaba, aslında yıllardır gizlenen kırgınlıkların, aşkların ve pişmanlıkların kaynadığı bir sahnedir. Dostluklar sınanırken, herkes kendi gerçeğiyle cesurca yüzleşmek zorunda kalır. Bu dönüşüm yolculuğu, hem karakterler hem de izleyiciler için duygusal bir hesaplaşmaya dönüşür.

Güller ve Günahlar dizisi, güvenin kırıldığı, sevginin sınandığı bir hikâyeyi merkezine alıyor. Serhat, ailesine adanmış dürüst bir adamdır. Ancak eşi Berrak’ın yıllardır gizlediği büyük bir sırrı öğrenmesi, tüm hayatını sarsar. Gerçeğin ağırlığıyla mücadele ederken yolu, dobra, cesur ve inatçı Zeynep’le kesişir. Bu beklenmedik karşılaşma, her ikisini de geri dönüşü olmayan duyguların ve karmaşık bir fırtınanın ortasına sürükler. Sevgiyle günahın, sadakatle ihanetin birbirine karıştığı bu hikâye, insan kalbinin en kırılgan yönlerine dokunuyor.

Aynadaki Yabancı dizisi, görünüşte masalsı bir hayatın ardındaki acı gerçekleri gözler önüne seriyor. Karaaslan ailesinin gelini Azra, ihtişamlı yaşamının altında gizlenen karanlık sırların ağına düşer. Kızıyla birlikte kurtuluş ararken her şeyini kaybeden Azra, yeniden o eve dönebilmek için yüzünü değiştirme kararı alır. Estetik cerrah Barış Saygıner’in ellerinde yalnızca görünümünü değil, kimliğini de baştan yaratır. Ancak geçmişin gölgeleri ve doğan yasak bir aşk, Azra’yı bir kez daha yıkımın eşiğine sürükler. Gerilim, tutku ve intikam dolu bu hikaye, kimliğin ve özgürlüğün bedelini sorgulayan güçlü bir dram sunuyor.

Sahtekarlar dizisi, entrikalarla örülü bir dünyada birbirine bağlı üç karakterin hikayesini anlatıyor: bir avukat, profesyonel bir yalancı ve güç uğruna her şeyi göze alan bir aile. Her biri kendi yalanını korumaya çalışırken, gerçekler yavaş yavaş açığa çıkar. Ancak maskeler düştüğünde geriye tek bir soru kalır: Gerçek sahtekar kimdir? Gerilim ve dramı ustaca harmanlayan film, izleyiciyi ahlak, güç ve kimlik kavramlarını sorgulamaya davet ediyor.

Çarpıntı dizisi, yapay bir kalbin ritmiyle kesişen iki annenin hayatını merkezine alıyor. Biri lüks içinde yaşayan, diğeri hayatta kalma mücadelesi veren bu iki kadın, beklenmedik bir bağ kurar. Aralarındaki farklara rağmen, kalplerinin aynı ritimde atması onları sevgi, fedakârlık ve sırrın iç içe geçtiği bir yolculuğa çıkarır. Film, anneliğin gücünü, insanın sınırlarını ve kalpten gelen dayanışmanın dönüştürücü etkisini dokunaklı bir dille anlatıyor.